Komşuluk ve Kameralar Arasında Kalan Güven

 Eskiden kapılar çelik değildi, ama gönüller sağlamdı.

Kapılar kilitli olmazdı; 2000’li yıllarda komşuluk bambaşkaydı.

Herkes birbirini tanır, selam vermeden geçilmezdi.

Bir kapı tıklatmasıyla içeri girilir, çay demlenir, sohbet uzardı.

Güven kelimesi, kilitle değil, kalple korunurdu.


O zamanlar komşu, akraba gibiydi.

Birlikte kahvaltı yapılır, çaylar içilir, sohbetler uzardı.

Şimdi ise insanlar birbirine kuşkuyla bakıyor.

“Ya kötü bir niyeti varsa?” diye düşünenler çoğaldı.

Televizyonlarda izlediğimiz haberler, programlar — özellikle Müge Anlı gibi yayınlar —

hep “yakından gelen kötülükleri” anlatıyor.

Artık güveni sarsan şeyler uzaktan değil, çoğu zaman en yakından geliyor.

Belki de bu yüzden herkes daha temkinli, daha mesafeli.


Bugün biz de eve güvenlik kamerası taktırdık.

Kameranın ışığı yandığında içimden “Artık her şey gözümün önünde,” dedim.

Ama sonra düşündüm:

“Acaba eskiden gözümüzle değil, kalbimizle mi izliyorduk birbirimizi?”


Bir zamanlar komşu teyze pencereden sokağı seyrederdi,

kim gelmiş, kim gitmiş bilirdi.

Ama sadece görmekle kalmaz, hissederdi de.

“Evladım, camın açık kalmış!” derdi.

O uyarıda merak değil, sevgi vardı.


Kameralar bize güvenlik sağlıyor belki,

ama bazen içimizdeki güveni unutturuyor.

Eskiden komşuya bırakılan bir anahtar,

en sağlam kilitten daha güvenliydi.

Şimdi anahtarı değil, görüntüyü paylaşıyoruz.


Komşuluk, sadece yan yana yaşamak değil;

birinin seni fark etmesi, halini hatırını sorması,

kapına bir tabak bırakmasıdır.

Kamera kaydeder ama paylaşmaz;

komşuluk ise paylaşır ama kaydetmez.



Yorumlar

  1. Hayırlı olsun öncelikle😊
    Eskiden güven vardı çok doğru söylemişsiniz. İnsanlar birbirine güvenirdi. Komşuluk çok başkaydı. Son yıllarda maalesef bunların hepsi bitti ve çok üzücü.
    Ben akraba da komşu da sevmiyorum. Kimseye güvenim de yok. İnsanlarda hep bir merak var, bu da benim sinirlerimi bozuyor fazlasıyla. Kötülük geliyor çoğu insandan.
    Dijital her şey yaşamımızı kolaylaştırıyor evet, çok güzel. Gün geçtikçe özlemimiz artıyor 😔
    Çok güzel yazmışsınız😊
    Ayrıca tekrar hoş geldiniz😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim 😊
      Gerçekten öyle, eski güven ve samimiyet duygusu artık çok azaldı.
      Dediğiniz gibi, teknoloji kolaylık getirdi ama sıcaklığı götürdü.
      Hoş buldum, iyi dilekleriniz için de ayrıca teşekkür ederim

      Sil
  2. örneğin istanbul artık korkunç bir yer oldu, can güvenliği hiç kalmadı, geceleri taciz tecavüzler oluyor sürekli, şu yabancılar hep, selam vermeye korkuyoruz yani komşulara bile :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, hoş geldiniz.
      Söyleyecek gerçekten çok şey var bu konuda, haklısınız. Artık doğruyu konuşmak bile bir suç gibi görülüyor. Dizi ve filmlerden bilgisayar oyunlarına, gündüz kuşaklarından sosyal medyaya kadar her yerden olumsuz etkiler yayılıyor. Üstüne bir de dolandırıcılıklar, trafik ve park sorunları eklenince şehir, yaşamak yerine mücadele edilen bir yere dönüştü ne yazık ki. 😇

      Sil
  3. Hoşgeldin. :)
    Güven ve gerçek bağlar neredeyse hiç kalmadı. Bunun sebebi yine insanların kendisi. Bu kadar kötü olmasalardı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. :) Kesinlikle katılıyorum; güven duygusu neredeyse yok oldu ve insanlar samimiyetin değerini unuttu. Gerçek bağlar kurmak artık çok zor maalesef. Bu yüzden biz de önlem almak istedik.

      Evin çelik kapısının önüne ve arka bahçeye iki güvenlik kamerası taktırdık. Özellikle arıtma satıcıları ve tanımadığımız kişiler sık sık zile basıp rahatsız ediyordu. Şimdi kamerayı görenler daha temkinli davranıyor ve evimiz çok daha huzurlu oldu.

      Kameralar 15 gün boyunca kayıt tutuyor ve sesli iletişim özelliği sayesinde nerede olursam olayım telefondan canlı görüntüye bakıp konuşabiliyorum :)

      Sil
  4. Güven çok değerli bir duygu. Gözümüz kapalı güvenebildiğimiz, kendimizi emanet edebildiğimiz insanlara sahipsek eğer hala çok şanslıyız.
    Ben küçükken bazı akrabalarımızdan çok daha yakın olduğumuz komşularımız vardı. Gece yarılarına kadar parkta oynardık, eve girmezdik bile. Şimdi o yaşımda olsam annemgilin böyle bir şeye izin vereceğini düşünemiyorum bile. Şu an oturduğumuz yerde 10 yılı aşkın bir süredir oturuyoruz ama ben bizim kattakiler haricindekileri tanımıyorum.
    Duygu ablanın da dediği gibi keşke kimse bu kadar kötü olmasaydı da güvenebilseydik, mutlu mesut yaşayabilseydik.
    Hayırlı olsun bu arada kameranız:) İnşaallah kötü bir durumdan dolayı bakmak zorunda kalmazsınız.
    Ayrıca yazınız da çok hoş olmuş, dergide yayımlanan bir yazıyı okudum sanki, kaleminize sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayat yoğun olunca biraz durup dinlenmek gerçekten iyi geliyor. Böyle zamanlarda iç sesimi dinlemeyi seviyorum; duygusal bir yapım var. Belki de Yay burcu olduğum için her şeyi derinden hissediyorum.
      Bu güzel yazı için çok teşekkür ederim. Aklıma ne gelirse burada yazıp paylaşmaya karar verdim. Yeniden aranıza dönünce fark ettim ki, gerçekten denildiği gibi çok iyi bir yer burası.
      Motive oldum, iyi ki buradayım.

      Sil
  5. Eskiler eskiden güzeldi...

    Binada bir komşumuz var bazen denk geliyorum. Hayırlı günler komşu diyorum sanki bir şey istemişiz gibi aceleci tavırlarla kapıyı kapatıyor. Eski komşuluklar kalmadı gerçekten. Hatta aşure zamanında eşimle aşure dağıtıyoruz bize gönderenlere bizde ikram niyetinde dağıtıyoruz ama bir türlü iletişim kuramadık. Sadece bizim değil diğer tüm komşularımızla arası öyle. Bazen komşularla topları terasta oturur çay içeriz ama onlar hiç gelmezler iletişim kurmazlar.

    Sağlık olsun diyoruz yapacak bişey yok...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de güler yüzlü kim varsa onu unutmam; maalesef kötü insanlar çoğaldı ve marketten dolmuşa, taksiden yola kadar her yerde kavga gürültü görmek insanı üzüyor. İnsan bazen geçmişi, komşulukların, dostlukların samimiyetini özlüyor. Eskiden küçük bir selam, bir tebessüm bile insanın gününü güzelleştirirdi. Şimdi ise çoğu kişi kendi kabuğuna çekilmiş, çevresindeki insanlara karşı mesafeli.

      Ama yine de aşure gibi küçük ama anlamlı iyilikler var… Komşulara dağıtılan, çocuklar için hazırlanan aşureler, lokmalar ve minik paylaşımlar bize hâlâ insan olmanın güzelliğini hatırlatıyor. Bu küçük çabalar, kötü insanların çoğalması karşısında kaybolmayan bir umut ışığı gibi. İnsanlar birbirine güvenmese de, bu tür küçük jestler, gönüllere dokunuyor ve insan ilişkilerinin hala sıcak yanlarını gösteriyor. İyi niyetli olmak, paylaşmak ve güler yüzlü kalabilmek, bazen dünyadaki karmaşaya karşı direnişin en güzel yolu oluyor

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar