Sohbetin En Sıcak Noktası: “İyi Günler”
Sohbetin En Sıcak Noktası: “İyi Günler”
Günlük hayatta küçük gibi görünen ama aslında çok şey ifade eden detaylar vardır. Benim için bunlardan biri, sohbetlerin sonunda kullandığım “iyi günler” cümlesi. Kimine göre sıradan bir kapanış, kimine göre klasik bir nezaket kalıbı… Ama benim için biraz daha fazlası.
Ben konuşmanın sonunda “iyi günler” dediğimde, aslında o sohbeti güzel bir yere bağlamak, karşımda kim varsa ona küçük bir tebessüm bırakmak istiyorum. Çünkü her konuşma bir iz bırakıyor; kimi zaman tatlı, kimi zaman kırıcı, kimi zaman düşünceli. Ama sonunda söylenen küçücük bir “iyi günler” o izleri yumuşatabiliyor.
Belki de bu yüzden bende alışkanlık olmuş. Yazışmalarda, yorumlarda, hatta kısa bir merhabalaşmanın ardından bile kendimi “iyi günler” derken buluyorum. Kimi zaman insanlar fazla kibar olduğumu düşünüyor, kimi zaman gereksiz buluyor. Ama ben hâlâ bu küçük cümlenin bir sıcaklığı olduğuna inanıyorum.
Çünkü herkesin günü aynı geçmiyor. Kimimiz yoğun, kimimiz yorgun, kimimiz kırgın… Ama birinin sana “iyi günler” dilemesi, günün akışında minicik bir mola gibi. Belki o kelime gerçekten gününü güzelleştirmez ama niyeti güzel olduğu için içten bir dokunuş bırakıyor.
Benim için “iyi günler”, sohbetin bittiğini söylemenin ötesinde, karşı tarafa küçük bir iyi niyet göndermek gibi. Bir nevi kelimeyle selam verip kelimeyle huzur bırakmak…
Her iletişimde ister uzun ister kısa olsun, insanların kalbine değen şey çoğu zaman büyük cümleler değil, küçük jestler oluyor. Ve bazen en sade cümle, en samimi bağ olur.
O yüzden ben yine günün sonunda, sohbetlerin sonunda, yorumların sonunda aynı cümleyi söylemeye devam edeceğim:
İyi günler.


Yorumlar
Yorum Gönder